Diyabetle Çalışma-Diyabetli Kişiler İş Hayatında Ne Gibi Sorunlar Yaşar ve Nasıl Başa Çıkar?

Diyabetle çalışma bir takım zorlukları ve gereksinimleri olur bir yaşamdır. Bu yazımda diyabetli kişiler iş hayatında ne Gibi Sorunlar Yaşar ve Nasıl Başa Çıkar? hakkında sizlere bilgi aktarmak istedim.

Diyabet, günlük yaşamın her alanında dikkatli yönetim gerektiren bir durumdur. İş yerindeki koşullar ve çalışma saatleri, diyabetli bireylerin kan şekeri kontrolünü zorlaştırabilir. İyi yönetilemeyen bir diyabette çalışma esnasında hipoglisemi gelişmesi, buna bağlı kazalar, aşırı yüksek şekere bağlı diyabetik ketoasidoz gelişmesi, enfeksiyonlar, sık hekim takibi ihtiyacının olması gibi bir çok nedenle iş hayatı sekteye uğrayabilir, iş gücü kaybı oluşabilir. Dolayısı ile iş koşularının diyabet yönetimini zorlaştırması ve diyabetin iş verimliliğini etkilemesi bir kısır döngü oluşturur. Bütün bu zorluklar bilgi, uygun planlama ve farkındalık ile aşılabilir. 

Diyabetli bireylerin ihtiyaçları, iş hayatında karşılaştıkları yaygın sorunlar ve bunlarla nasıl başa çıkabileceklerine dair bazı bilgileri özetleyelim:

Diyabetle Çalışma Esnasında Düzenli ve Uygun Beslenme İhtiyacı

Diyabetin yönetiminde düzenli ve dengeli beslenme kritik bir öneme sahiptir. İş yerinde yemek aralarının önceden planlanması ve bu sürelerin diyabet yönetimine uygun hale getirilmesine ihtiyaç vardır. Ancak, çalışma temposu ve iş yerindeki koşullar bu gereksinimin karşılanmasını zorlaştırabilir. 

Özellikle yoğun iş günlerinde ara öğünleri, hatta ana öğünü atlamak veya sağlıksız yiyeceklere yönelmek, kan şekeri seviyelerini olumsuz etkileyebilir. Bu durumu önlemek için diyabetli bireylerin iş yerinde planlı bir şekilde hareket etmeleri, yanlarında sağlıklı atıştırmalıklar bulundurmaları ve öğünlerini aksatmamaya özen göstermeleri gereklidir.  İş koşullarında uygun yiyecek sağlanamıyorsa evde hazırlanmış yemek götürmek çok daha sağlıklıdır, hazırda bulunduğu için doğru besinlere ulaşmayı da kolaylaştırır. 

Kan Şekeri Ölçümü ve İnsülin Enjeksiyonu İçin Zaman Bulma

Kan şekeri ölçümü ve insülin enjeksiyonu, diyabetin kontrol altında tutulması için düzenli olarak yapılması gereken işlemlerdir. Ancak, yoğun iş temposunda, sürekli olarak toplantı ve görevler arasında koştururken bu işlemler için zaman ayırmak zor olabilir. Diyabetli bireylerin, kan şekeri kontrolünü ihmal etmemeleri için iş yerinde kendilerine uygun bir zaman ve alan belirlemeleri önemlidir. Teknolojik cihazlar, örneğin sürekli glukoz ölçüm cihazları, kan şekerini daha kolay takip etmeye yardımcı olabilir.

Değişken Fiziksel Aktivite ve Kan Şekeri Dengesizliği

Çok hareketli işlerde sürekli fiziksel aktivite kan şekeri seviyelerini düşürebilir ve hipoglisemi riskini artırabilir. Aynı şekilde, masa başı gibi hareketsiz işlerde ise kan şekeri seviyeleri yükselme eğiliminde olabilir. Diyabetli bireylerin iş ortamındaki fiziksel aktivitelerini dikkatlice takip etmeleri, gerekli durumlarda kan şekerini dengeleyici atıştırmalıklar tüketmeleri veya insülin dozlarını ayarlamaları gerekebilir. Hareketli işlerde ara sıra dinlenme ve beslenme molaları verilmesi, hareketsiz işlerde ise düzenli kısa yürüyüşler yapmak, kan şekerini dengede tutmaya yardımcı olabilir. 

Aslında daha büyük sorun değişken fiziksel aktivitedir. Diyabetlinin bazı gün ve saatlerde daha hareketli, bazen de çok hareketsiz olması kan şekerindeki değişkenliği yönetmesini çok zorlaştırabilir. Bu sorunun üzerinden gelebilmek için kişinin egzersiz-kan şekeri ilişkisini iyi gözlemlemesi ve duruma göre tedbir alması gerekir.

Düzensiz Çalışma Saatleri (Vardiya ve Nöbet)

Vardiyalı çalışma, nöbetler veya düzensiz çalışma saatleri, diyabet yönetimini daha karmaşık hale getirebilir. Özellikle gece vardiyaları, biyolojik ritmi bozarak kan şekeri dalgalanmalarına yol açabilir. Bu durumlarda, öğün saatleri ve insülin dozlarının yeniden düzenlenmesi gerekebilir. Vardiyalı çalışan diyabetli bireylerin, iş saatlerine göre beslenme ve ilaç planlaması yapmaları ve doktorlarıyla düzenli olarak iletişim halinde olmaları önemlidir.

Hipoglisemi ve Diğer Acil Durumlar

Hipoglisemi, yani kan şekerinin aşırı düşmesi, iş yerinde acil müdahale gerektirebilecek bir durumdur. Diyabetli bireylerin, hipoglisemi durumunda destek alabilmeleri için iş arkadaşlarının diyabet durumlarından haberdar olmaları gerekir. İş arkadaşlarına ve yöneticilere diyabetle ilgili temel bilgiler verilmeli, hipoglisemi anında yapılması gerekenler anlatılmalıdır. Böylece, acil bir durumda iş arkadaşları hızlı ve doğru bir şekilde müdahale edebilirler. İş yerinde kolay ulaşılabilecek bir yerde glukoz tabletleri veya şekerli içecekler bulundurmak da faydalı olabilir.

Diyabetli Bireylerin İş Hayatında Baş Etme Stratejileri

Diyabetli bireyler, iş hayatında karşılaşabilecekleri zorluklarla başa çıkmak için aşağıdaki stratejileri uygulayabilirler:

• Planlama: İş gününe başlamadan önce öğünler, insülin enjeksiyonları ve kan şekeri ölçümleri için uygun zamanlar belirlenmelidir.

• İletişim: İş arkadaşları ve yöneticilerle açık iletişim kurarak, diyabetle ilgili ihtiyaçlar ve olası acil durumlar hakkında bilgilendirme yapılmalıdır.

• Uyum yeteneği: Çalışma saatleri veya koşullar değiştiğinde, diyabet yönetiminde de esnek olunmalı ve bu değişikliklere uyum sağlanmalıdır.

• Teknoloji Kullanımı: Sürekli glukoz monitörleri gibi teknolojiler, kan şekerini izlemeyi kolaylaştırır ve daha doğru bir yönetim sağlar.

• Sağlıklı Alışkanlıklar: Sağlıklı beslenme, düzenli molalar ve hareketli yaşam tarzı, iş yerinde diyabet yönetimini kolaylaştırır.

Sonuç olarak, diyabetli bireylerin iş hayatında karşılaştıkları zorluklar, bilinçli planlama ve uygun yönetim stratejileri ile aşılabilir. Diyabetin günlük iş akışını etkilememesi için beslenme, insülin kullanımı ve kan şekeri takibi konularında dikkatli olunmalıdır. IDF (Uluslararası Diyabet Federasyonu) 2024-2026 yılları arasındaki Dünya Diyabet Günü temasını “Diyabette İyilik Hali” olarak belirlemiştir. Bu temaya uygun olarak, diyabetlilerin günlük hayatta ve iş ortamında yaşam kalitesinin artması sadece kendi çabaları ile değil, çevredeki kişilerinde desteği ile sağlanabilir. Bu konuda toplum bilinçlenmesine de çok ihtiyaç vardır.